Bireysel psikoterapi, psikoterapi eğitimi almış ruh sağlığı uzmanları (klinik psikolog ya da psikiyatrist) eşliğinde danışan ve terapist arasında kurulan ilişkiyi temel alarak ilerleyen, kişinin psikolojik/psikiyatrik temelli rahatsızlıklarının çalışıldığı iki kişilik bir süreçtir. 

Psikoterapiden herkes ihtiyaç duyduğu her an yararlanabilir. Yaşamakta olduğunuz şeyin destek almak için yeterince ciddi olmadığını veya psikoterapinin neler sunabileceğinden emin olamayabilirsiniz. Ancak eğitimli bir profesyonelle konuşmak endişelerinizi, düşüncelerinizi ve duygularınızı keşfetmenize ve zihinsel sağlığınızı iyileştirmenize yardımcı olabilir.

Çoğunlukla birbiri yerine geçen terimler olarak kullanılsa da aslında psikoterapistler ve klinik psikologlar psikolojinin iki farklı alt dalında uzmanlaşmış psikologlardır. İki alan da doğrudan ya da dolaylı olarak psikopatolojiler ve bunların tanı ve tedavisi ile ilgilenir. 

Türk Psikologlar Derneği’ne göre; “Klinik Psikolog”, psikolojinin bir alt alanı olan klinik psikoloji alanında uzmanlık sahibi olanların kullanabildiği bir unvan olup bilimsel yeterliği ifade eder. “Psikoterapist” ise psikolojinin klinik uygulamalarında veya psikiyatride bilimsel yeterliğin yanı sıra uygun terapi eğitimleri ve süpervizyon süreçlerini tamamlayarak terapi uygulama yeterliği kazanan bireyler tarafından kullanılabilecek bir unvandır. Bu anlamda her klinik psikolog için terapi uygulamada yeterliğe sahip olduğu sonucunun çıkarılamayacağı açıktır.

Psikodinamik psikoterapiler, Sigmund Freud’un çalışmalarına ve dolayısıyla psikanalizin teori ve ilkelerine dayanan derinlemesine terapi yöntemleridir. 

Nöropsikolojik değerlendirme, nörolojide yararlanılan yardımcı muayene yöntemlerinden biridir; nöropsikolojik testler aracılığıyla gerçekleştirilir. Nöropsikolojik testler ise belirli bir beyin yapısı veya yolu ile bağlantılı olduğu bilinen bir işlevi ölçmek için kullanılan özel olarak tasarlanmış görevlerdir.

Projektif testler, uygulanan kişiye kendini serbest yanıtlarla ifade etme fırsatı sağlayan ölçümlerdir. Projektif testlerin temel amacı, kişilik işleyişini değerlendirmektir. Her projektif testte mürekkep lekeleri, sosyal ortamlardaki insanların resimleri veya boş bir kâğıt parçası gibi bazı yapılandırılmamış uyaranlar bulunur. Testin uygulandığı kişiden, belirli görevin gereksinimlerine bağlı olarak bir hikâye oluşturma veya bir resim çizme gibi bir tür açık uçlu yanıt vermesi istenir. Bu nedenle, bireyin materyallere verebileceği neredeyse sınırsız sayıda olası yanıt bulunmaktadır. Bu tepkiler, testi talep eden klinisyenin muayene edilen kişinin kişiliğine ilişkin yorumunun temelini oluşturur.

Rorschach Mürekkep Testi, Tematik Algı Testi (TAT) ve projektif çizim testleri en sık uygulanan projektif tekniklerdir.